Her hastalıkta olduğu gibi soğuk algınlığında da bağışıklık sistemi zayıflar, hatta bağışıklığı düşük olan insanlarda çok ciddi problemlere yol açar. Zatürre gibi korkulan bir hastalığa yakalanma riskini arttırır. Bu yıl soğuk algınlığından korunmak, diğer yıllara göre çok daha önemli. Çünkü Covid-19 salgını, özellikle bağışıklığı düşük olan insanları daha hızlı vuruyor ve ne yazık ki daha hızlı ölüme götürüyor.

2020 yılının korkulu rüyası haline gelen Covid-19 salgını bir yana bu hastalıkla benzer özellikleri gösteren ancak bazı ayrımları olan soğuk algınlığı da önemsenmesi ve önlem alınması gereken bir hastalıktır. Soğuk algınlığına yakalanmak, Covid-19 virüsüne yakalanıp önemli oranda ciğerlerin zarar görmesine neden olmaktadır. Çünkü soğuk algınlığı bağışıklığı zayıflatmaktadır. Bu sebeple soğuk algınlığına yakalanmamak için bazı şeylere dikkat etmemiz belki de bu sene bizim için bir ölüm kalım meselesi haline gelmiştir. Peki, soğuk algınlığına yakalanmamak için neler yapmalıyız veya yakalansak bile en hafif şekilde atlatmak için ne tür bir yol izlemeliyiz?

Soğuk algınlığının bir numaralı düşmanı ve bizlerin bu noktada bir numaralı dostu elbette ki C vitaminidir. Kış aylarında C vitaminini bolca alabileceğimiz meyveler ve sebzeler bulunmaktadır. Ülkemizin stratejik konumu tarım ürünlerinin verimli bir şekilde yetiştirilebilmesine olanak sağladığı için bu durum bizlere aslında büyük bir şanstır. Portakal, mandalina, kivi gibi kış meyveleri ülkemizde bolca yetişmekte ve bol yetiştirildiği için fiyat olarak da bütçelerimizi zorlamamaktadır. Sebzelerde de aynı şekilde çeşitliliğe ve bolluğa sahip bir ülkeyiz. Kışın dereotu, marul, roka gibi C vitamini bakımından zengin besinleri evimizden eksik etmemeli, mümkünse her gün tüketmeliyiz. Ancak sadece C vitamini barındıran besinler tüketmek ne yazık ki yetmiyor. Kış çayları da soğuk algınlığını önleyen veya hafif şekilde atlatılmasını sağlayan önemli içeceklerdir. Örneğin birçok hastalığın dermanı olan ıhlamur. Ihlamurun içine çubuk tarçın ve limon ilavesi ile bağışıklığınızı destekleyebilirsiniz. Aynı zamanda tarçın ve limon bir tür detoks etkisi de yarattığı için vücudunuzun dönemsel olarak dinlendirilmesine de katkı sağlamaktadır. Bir başka yapılacak şey de ek gıda olarak geçen Supradyn, İmunex gibi doğal takviyelerdir. Kış aylarına giriş dönemlerinde vücudumuz havanın hızla soğumasına ne yazık ki aynı hızda adapte olamaz. Vücudun dengesini sağlaması noktasında bizler de kendi vücudumuza destek olmalıyız. Hastalıklardan korunmanın en önemli noktalarından birisi de vücudun besin eksikliği yaşamamasıdır. Bunun için de doğal ek takviyeler bedenimizin yakın dostlarıdır.

Soğuk algınlığının etkisini en az şekilde hissetmek veya herhangi bir virüse yakalanmamak için bir numaralı etken de tabii ki hijyendir. Tüm bakteri ve virüslerin etkisini minimal düzeyde hissetmek için sosyal mesafe, hijyen vazgeçilmezlerimiz olmalıdır. Sadece Covid-19 için değil diğer tüm virüs ve bakteriler için aslında aynı kuralları uygulamamız gerekmektedir. Çünkü diğer hastalıkların temelinde de yine insan var ve bu hastalıklar bizlere diğer insanlardan bulaşıyor. Bu sebeple de ellerimizi yıkamayı, maskemizi takmayı, hava koşullarına uygun kıyafetler tercih etmeyi ve tabii ki sosyal mesafeyi bir hayat prensibi haline getirmeliyiz.