1953 yılında Drakula İstanbul'da filmiyle başlayan korku film sektörümüz 2004 senesine kadar IMDB sitesindeki verilere göre on üç korku filmiyle hizmet vermiştir. Bu süreçte kendimize has bir yapı oluşturamamakla beraber önemli korku filmlerinin Türkiye'ye özgü bir hale getirilmeleriyle veya meşhur korku karakterlerinden esinlenmelerle filmler oluşturulmuş ve seyirciye sunulmuştur. Drakula İstanbul'da (1954), Şeytan (1974) ve Sevimli Frankenstayn (1975) örnek olarak bu türkleştirme diyebileceğimiz filmlere örnek olarak verebiliriz. Drakula İstanbul'da filminde kullanılan dekor ve kullanılan efektler o yıllara göre Türk sineması adına gerçekten de takdir edilecek, sinema tarihimiz için yapı taşlarıdır. Şeytan filminde ise orijinal 1973 yapımı Exorcist filmindeki Papaz yerine imam konulması, kutsal su yerine de zemzem suyunun kullanılması gibi ayrıntılar ile filmin Türk izleyicilere göre düzenlendiğini gösteren ayrıntılardandır.

2004 yılında ise Taylan Biraderler'in Okul filmiyle tanıştık. Uzun bir süre medya kanalıyla gözümüze iliştirilen korku filmi için herkeste bir merak uyanmıştı. 836.521 kişi tarafından izlenmesi Türk sinemasında korku filmlerine olan merakı arttırarak bir nevi korku filmi patlaması yaşanmasına ve yavaş yavaş korku filmlerimizde kendimize has yapımlar ortaya çıkarmamıza ön ayak olmuştur.

2006 yılına geldiğimizde Hasan Karacadağ adında bir yönetmen D@bbe filmini çıkartmıştı. interneti, kıyameti, teknolojiyi, cinleri harmanlayarak Türk izleyicisini korkutmayı amaçlamış ve seyircileri de salonlara çekmiştir. Cinleri Büyü (2004) filminden sonra kullanarak ve serinin diğer dört filminde işleyerek çekilecek olan pek çok korku filminin D@bbe serisini örnek almasını sağlamış ve sinemamızda korku filmlerimizde bu seri sayesinde bir tarzımız olmuştur. D@bbe toplam beş kez çekilmiş toplamda 2,434,399 sinemasevere salonlarda ulaşmıştır. Şu anda da altıncısı için çalışmalar başlamıştır.

2006 yılında Biray Dalkıran tarafından çekilen Araf ise konusu itibarı ile çok ilgi çekmiş bir filmimiz olmuştur. Filmde kürtaj yapan bir annenin aldırdığı çocuğunun ruhunun anneyi rahatsız etmesine kuruludur. Bu şekilde orijinal bir konu olmasına rağmen yetersiz senaryo ve kurgudan dolayı maalesef başarılı olamamıştır. Bu film kürtaj üzerine yapılan nadir, belki de tek korku filmdir.

2010 senesinde ise Ada Zombilerin Düğünü ile ilk zombi filmimizi çekme şerefine de erdik. Murat Emir Eren ve Talip Ertürk'ün yönetmenliğinde korku komedi türlerine örnek olan Büyükada'ya bir düğün için gelen 6 arkadaşın düğün esnasında damat havası eşliğinde baskın yapan zombilerden kaçışı üzerine yapılandırılmış ilk ve tek zombi filmimizdir. Bu filmin diğer bir özelliği de el kamerası ile çekilmesidir. Maalesef film pek tutmamış az kişi tarafından izlenmiştir.

2011 yılında Karadedeler Olayı adında bir film duyuruldu. Tamamen gerçek görüntülerden oluştuğunu bunun bir film ya da belgesel olmadığını her şeyin gerçek olduğunu iddia edildi. Hatta olayın ciddiyetini göstermek üzere filmin K ilinin L ilçesinin D köyünde geçtiğini belirttiler. Film 75000 kişi tarafından izlendi. Filmin yönetmenleri Erdoğan Bağbakan ve Erkan Bağbakan 1989 yılında geçen filmi gerçek olay deseler de daha sonraları filmin kurgu olduğu ortaya çıkmıştır. Blair Cadısı (1999) filmi gibi uydurma belgesel olan bu yapım da ilk uydurma belgesel olarak sinema literatürümüze girmiştir.

Korku sinemamızda komedi ağırlıklı korku filmlerimizde bulunmaktadır. Bu filmler tamamı ile komedi üzerine korku karakterlerini kullanmak kaydıyla yapılmış filmlerdir. Kutsal Damacana serisi en bilinen örneğidir. Bununla birlikte Hababam Sınıfı Üç Buçuk (2006), Laz Vampir Tirakula (2012) Eski filmlerden ise Sevimli Frankenstayn (1975) örnek verilebilir. Okul (2004) ve Ada Zombilerin Düğünü (2010) filmleri ağırlıklı olarak korku olan filmlerimiz olup tür olarak bu filmlerden ayrı tutulmaktadır.

2004 sonrası süreçte pek çok korku filmimiz seri olarak çekilmiştir. D@bbe beş film, Musallat iki film, Şeytan-ı Racim iki film bunlardan bilinenleridir. Komedi-Korku olarak ta Kutsal Damacana serisi üç filmle bu listede yer almaktadır.

Korku filmi olarak kendimize has bir yapıyı Kuran'dan alarak oluşturmaya ve geliştirmeye başlıyoruz. Çok iyi yapımlar verdiğimiz gibi maalesef çok kötü yapımlar da veriyoruz. Korku sineması olarak bir başlangıç arifesindeyiz ve bu aşamayı geçerek çok kaliteli filmler üreteceğimize inanıyorum.